Kadına ve Çocuğa Şiddette Yaşanmış Olay İncelemesi

Resmi nikahsız evliliklerde velayet hakkı kullanımı nasıl olacaktır? Gerçek bir olay incelemesi ile...4 min


68

OLAY İNCELEMESİ:

İzmir’de 20 yıla yakın bir evlilik sürdüren 2 çocuklu bir aileden bahsedeceğim. Şuan ki tarihte çocuklardan birisi 15 birisi ise 17 yaşında. Anne 2018 yılında eşi tarafından sadece kendisinin şiddete uğradığı gerekçesi ile boşanma davası açıyor ve mahkeme tarafından 80.000 TL tazminat kazanıyor. Ancak annenin maddi durumu olmadığı için çocukların velayeti babaya veriliyor. Boşanmanın ardından kısa bir süre geçiyor ve aileler araya giriyor. Aileler çocukları öne sürerek çifti tekrardan barıştırıyorlar ve imam nikahı ile evlendiriliyor. Ancak ortada resmi nikah bulunmuyor. Barışma sırasında resmiyete göre eski kocası tarafından kadına söz konusu olan tazminattan vazgeçtiğine dair resmi kurum onayı olmadan kendi aralarında yazılı sözleşme imzalatılıyor.  İmam nikahından sonra kadın tekrardan şiddet görmeye başlanıyor fakat şiddet mağdurluğuna bu sefer çocuklar da katılıyor. Baba çocukları istemediğini belirtiyor. Anne tarafı kızlarına sahip çıkıyor ve yanlarına alıyor. Çocuklar için darp raporu alıyor ve annenin bir takım korkuları oluşuyor:

* Çocuklar için velayet talebinde bulunursa ilk olarak babaya verilen vekaletin kendisine verilmemesi durumunda yaşlarının 18 yaşından küçük olduğu için çocukların yurda verilmesi.

* Tazminat hakkının kaybolmuş olabilmesi.

       Olaya genel anlamıyla bakarsak boşanma sırasında çocukların velayet hakkı anneye verilmemesinin nedeni, annenin maddi durumunda ki yetersizlik ve o an için çocuklara karşı bir şiddet söz konusu olmadığı için hakim bu şekilde karar vermiş olabilir ki velayet hakkı hakimin taktirine aittir. 

      İmam nikahı resmiyet sahibi olmadığı için kanun önünde çift olarak değerlendirilmeyecektir.

VELAYET HAKKI NEDİR

  • Türk Medeni Kanunu 336/1. maddesine göre evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velâyeti birlikte kullanırlar. 
  • Türk Medeni Kanunu 336/2. maddesine göre ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hâli gerçekleşmişse hâkim, velâyeti eşlerden birine verebilir.
  • Türk Medeni Kanunu 336/3. maddesine göre velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir.

Türk Medeni Kanunu 337. maddesine göre ana ve baba evli değilse velâyet anaya aittir.

Boşanma sırasında taraflar arasında söz konusu olan velayet hakkı ilk olarak eşlerin anlaşması ile çözümlenmeye çalışılır. Eşlerden birisi velayet hakkını diğer eşe devredebilir. Eğer bu anlaşma sağlanamıyorsa dava açılır ve çocuğun ya da çocukların üstün yararı gözetilir. Burada aileye katılan bireylerin mutluluğu, yaşam kalitesi, sağlık ve eğitim gereçlerinin karşılanması ve psikolojik sağlığı gibi etmenler değerlendirilir. Kendisini rahatça ifade edebilen çocuklar mahkeme önünde kararlarını açıklar.  Aksi durumlarda ve yaşı ufak olan çocuklar için pedagog ihtiyacı duyulur. Pedagogların çocuklar ile gerçekleştirdiği karşılıklı sohbet veya yazılı testler ile anneyi ya da babayı tercih ediyor şeklinde mahkemeye yazı gönderilir ve buna göre karar verilir. Emzirme çağında ki çocuklar eğer annenin olumsuzluğu ya da hastanede yatması gibi imkansızlık doğurabilecek bir durumu yoksa anneye verilir. Öyle ki ülkemizi baz alırsak tüm yaşlarda velayet hakları çoğunlukla anneye verilir.

Ancak unutmamak gerekir ki velayet hakkı taraf değiştirebilen bir haktır. O an için karara etmen olan hususların daha sonradan değişmesi sonucunda, diğer taraf tekrardan velayet davası açabilir. Taraflardan birinin o an ki maddi ya da sağlık durumu elverişli olmaması durumundan diğer tarafa verilen velayet hakkına karşılık maddi durumunun ya da sağlık durumunun düzelmesi ile tekrardan velayet davası açabilir. Örnek vermek gerekirse; annenin hastane de yatması gereken sağlık durumu var ve çocuk ile ilgilenmesi için imkansızlığı var. Hakim çocuğun üstün yararını gözeterek çocuğun velayet hakkını babaya verebilir. Ancak anne hastaneden çıktıktan sonra tekrardan dava açma hakkı vardır.

OLAYA ÇÖZÜM OLABİLECEK AŞAMALAR 

Velayet hakkı her ne kadar ilk başta annenin maddi durumu baz alınarak babaya verilmiş olsa da çocuklara karşılık sonradan başlayan şiddetin, bu şiddeti kanıtlayan darp raporunun bulunması, babanın çocukları istememesi velayet davasının tekrardan açılması ile velayet hakkının anneyi geçmesi yönündedir. Çocukların yurda verilmesi bu durumda imkansızdır çünkü, taraflar çocukları kabul etmediği taktirde  yerleştirme yurtlarına başvurulur. Bu olayımızda anne çocuklarını istiyor. O yüzden velayet hakkının anneye geçmesi olağandır. 

İkinci endişe konusu olan hak kazanılmış tazminatın akıbeti. Her ne kadar taraflar arasında vazgeçildiğine dair yazılı bir sözleşme imzalanmış olsa da cebir söz konusu olabilir. Şiddet yüzünden boşanılmış olması ve hala devam eden şiddeti kanıtlayan raporların bulunması bu varsayıma dayanaktır. Bu yüzden cebir ile yani zorlama ile imzalatıldığı kanaatine varılırsa söz konusu olan tazminat, yasal faizi ile tekrardan alınabilecektir. 

Bahsi geçen metinler şahsi görüşümdür. Velayet hakkı genel şart koşullarına bağlıdır ve kesinlikle bir avukata danışılması gerekmektedir. Gerçekleşen olaylara ve tarafların durumuna göre farklılık gösterebilir. 

[zombify_post]


Beğendiniz mi? Arkadaşlarınızla Paylaşın!

68

Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.