Çocuğun Din Eğitimi ve Zorunlu Din Derslerinin Hukuki Değerlendirmesi

Çocuğa Anayasa’nın temel ilkelerinden Laiklik İlkesi gereği din eğitimi yerine din kültürü ve ahlak bilgisi dersi verilmeli, bu eğitim velisince karar verilmelidir.3 min


82

18 yaşından küçük bireylerin din eğitimine nasıl karar verilir? 

18 yaşından küçük bireylerin bakım ve korunmasını karşılayabilmek amacıyla kanun koyucu bu bireylerin hukuki durumlarını ebeveynlerine velayet hakkı ile bağlı tutmuştur. Velayet hakkının kapsamına giren konuları örnek verecek olursak; çocuğun yerleşim yeri, çocuğun mallarının yönetimi ya da çocuğun eğitimi söylenebilir. Çocuğun eğitimi konusunun içine din eğitimi de dahildir.

Çocuğun eğitimi ebeveyni için hak ve görev olmakla birlikte genel eğitim, dini eğitim ve mesleki eğitim bu hususa dairdir. Türk Medeni Kanun 340. Maddenin ilk paragrafında bu eğitimin ekonomik olanaklar çocuğun yeteneği ve eğitimi doğrultusunda da verilecektir. 340. Maddeden hemen sonra gelen maddede de çocuğun, istisnai durumlardan ziyade velayetinin anne ve babaya ait olduğu durumlarda çocuğun dini eğitiminin belirlenmesi hakkında bir yetki verilmesi söz konusudur.

Dini eğitim teriminin içerisine çocuğun din seçimi ve seçilen dinin eğitiminin uygun bir şekilde olması da girer. Bu yüzden anne ve baba kendi dünya görüşünü ve inancını baz alarak çocuğa istediği dinin eğitimini verebilme hakkına da sahiptir. Ancak bu anne ve baba için sınırsız bir hak değildir. Çocuğun anne baba tarafından dininin seçilmesi ya da değiştirilmesi velayet hakkı verilmesinin gayesiyle sınırlanmıştır. Bu sınır velayet hakkının verilmesinin amacının çocuğun menfaatinin göz önünde bulundurulmasından gelir. Eğer din seçimi ya da verilen din eğitimi çocuğun yararına değilse çocuğun kişilik hakkının ihlali söz konusu olup velayetin mahkeme yoluyla kaldırılması dahi mümkündür.

   

Çocuğun din eğitiminin temin edilmesinin, Anayasa 24. madde ve çocuğun kişilik hakkıyla bağlılığından ötürü ebeveynlerin çocuğun din eğitimini sınırlamaya tabi tutacak her türlü sözleşme ise hukuk düzeninde geçersizdir. Ayrıca çocuk 18 yaşına ulaşıp ergin olursa ya da çocuğun velayeti istisnai bir durumla sona ererse din seçme konusunda serbestlik kazanır.

Din Eğitimi Okullarda Çocuklara Hangi Kapsamda Verilmelidir?

Anayasamızın 2. Maddesinde Türkiye’nin laik devlet olduğu hükme bağlanmıştır. Laik Devlet olabilmenin şartları kişiler ve devlet bağlamında değerlendirilince; kişisel anlamda din hürriyetinin inanç ve ibadet hürriyetinin ve devletsel anlamda din ve devlet işlerinin birbirinden ayrı tutulmasının temin edilmesi gerektiği görülmektedir. Konumuz devletin çocuklara din eğitimi vermesi olduğu için din ve devlet işlerinin birbirinden ayrı tutulmasını ve bunun ilkeleri üzerinde duracağım.

Bu bağlamda devlet resmi bir din ilan etmemeli, tüm dinden insanlara tarafsız ve eşit bir şekilde muamele edilmeli, dini kurumlar ve devlet kurumları birbirinden ayrı tutulmalı, hukuk kuralları din kurallarına tabi olmamalıdır. Burada özellikle tüm dinden insanlara tarafsız bir devlet tutumunun var olmasının konumuz için önemi bulunmaktadır.

Devletin farklı dinden insanlara tarafsız tutumu, bu dinlerin herhangi birini ya da birkaçını himaye etmemesi ve dinlerin üzerinde baskı kurulmaması önem arz etmektedir. Laik toplumda birden çok din olabilir ve bunlardan birinin diğerlerine nazaran baskın olması söz konusu olabilir; ancak yaygın ve baskın olan dine öncelik ya da hiyerarşik üstünlük verilemez. Bundan dolayı, devlet herhangi bir dinin benimsenmesi için ya da o dinin öğretisini insanlara göstermesi için faaliyet gösteremez. Önemle belirtmek gerekir ki yine devlet yaygın ya da yaygın olmayan dinin eğitimini üstlenemez, onu zorunlu hale getiremez.

Anayasamız din eğitimi verilmesini; devlet okullarında, kurslarda ve özel okullarda verilmek şartıyla yasaklamamıştır. Öğrencilere inanç ve ibadet esaslı olmak üzere herhangi bir dinin kuralları öğretilebilir. Anayasamız bu eğitimin verilebilmesi için iki koşul öngörmüştür. İlk olarak verilen din eğitimi devletin denetimiyle icra edilmelidir. İkinci olarak ise, ki değinmiştim, velayet altındaki küçüklerin velilerinin izni ve diğer bireylerin ise kendi isteğiyle eğitimi kabul etmesi gerekmektedir. 

Ayrıca Anayasamızın 24. maddesinde değinilen ve mecburi olduğu ifade edilen “din eğitimi” değildir, “din kültürü ve ahlak bilgisi eğitimi” dir. Bu yüzden verilen din eğitimi, genel bir din kültürü içeriğinde sağlanmalıdır. Öğretilen dinin kabullenilmesini ve o dinin ibadetlerinin öğretilmesini öngören bir eğitim hukuka uygun değildir. Söz gelimi, namaz kılmayı ya da sure ezberletilmesini öğretmeyi amaçlayan bir din dersi hukuka uygun değildir. Bu sebepten Anayasamızın 24. maddesi din eğitimini talebe bağlı tutmuşken, din kültürü ve ahlak bilgisi eğitimini zorunlu tutmuştur.

Kaynakça

  • Dural, Mustafa- Öğüz, Tufan- Gümüş, Mustafa Alper, Aile Hukuku, İstanbul: Filiz, 2019
  • Gözler, Kemal, Türk Anayasa Hukuku Dersleri, Bursa: Ekin, 2019

[zombify_post]


Beğendiniz mi? Arkadaşlarınızla Paylaşın!

82

0 Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.