“Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi” İncelenmesi

Bu yazımızda Cumhurbaşkanlığı Kararnamesini hem normlar hiyerarşisi hem de Cumhurbaşkanı'nın İşlemleri statüsünde incelemekteyiz.4 min


61

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda değişiklik yapılmasına dair kanun, zorunlu olarak halk oylamasına sunulmuş ve ‘evet’ oylarının %50+1’den fazla oy almasıyla beraber anayasa değişikliği kabul edilmiştir. Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi, yürütme erkini bir organlar topluluğu olmaktan çıkarmakta ve Cumhurbaşkanlığı makamında yürütme yetkilerini toplamaktadır. Dolayısıyla bu sistem, yürütmenin yasamadan doğan bir organ olmasına son vermektedir. Ayrıca yürütme organı olan Bakanlar Kurulu’nun görevine Cumhurbaşkanı getirildiğinden dolayı Bakanlar Kurulu diye bir oluşum günümüz Türk hukukunda artık bulunmamaktadır.

Anayasa m. 146 ve m. 155’ teki üye seçimlerinde önemli değişikliklere gidilmiştir. Anayasa m. 159’ da Cumhurbaşkanı’na Adalet Bakanı ve Adalet Bakanı Müsteşarı’nı atama görevi verilmiştir. Ayrıca Cumhurbaşkanı’nın yeni yetkileri arasına adli ve idari yargı hakimlerinin 4 tanesini seçme yetkisi de verilmiştir. Geri kalan 13 üyenin 7’si Anayasa’da belirlenen usullere göre TBMM tarafından seçilecektir. Bu durumda HSK’nın neredeyse yarısı kadar üyesini Cumhurbaşkanı atamış olmaktadır. Bu durum, kanımca, Cumhurbaşkanı’nın yargıdaki nüfuzunu aşırı derecede arttırmaktadır. Cumhurbaşkanı’nın yargı üzerinde nüfuz kurmasının hukuki dayanağı tam olarak anlaşılmamaktadır. Bilhassa kuvvetler ayrılığı merkezli sistemlerde bunu anlamak epey güç.

Yeni sistemde Cumhurbaşkanı; Yardımcılarını ve Bakanları atamakta ve görevden alabilmektedir. Yeni anayasal sistemde gensoru kaldırılmış olduğundan Cumhurbaşkanı Yardımcıları ve Bakanların meclise karşı bir sorumluluğu yoktur. Sorumlulukları Cumhurbaşkanı’na karşı m. 98 ve m. 106/5 ile sınırlıdır. Milletvekili iken bu mevkilere atananların meclis üyelikleri de sona ermektedir. Meclis çalışmalarına da katılamamaktadırlar (m. 106/4).

Milletvekilleri, Cumhurbaşkanı Yardımcılarına ve Bakanlara ancak yazılı soru sorabilirler (m. 98/5). Kanımca bu uygulama Cumhurbaşkanı Yardımcılarına ve Bakanlara bir sınırlama getirme ve üstü kapalı bir denetleme usulüdür. Meclis soruşturması usulüyle, görevleriyle ilgili suç işledikleri iddiasıyla ceza soruşturması açılmasını zorlaştırıcı hükümler getirilmiş, görevleriyle ilgili olmayan suçlar bakımından ise yasama dokunulmazlığından yararlandırılmışlardır. Belirtilen bu son hükümler siyasal sorumlulukla ilgili değil, cezai sorumlulukla ilgilidir. Ceza soruşturmaları ile ilgili zorlaştırıcı hükümler gelmesi, bakanların ve cumhurbaşkanı yardımcılarının işlerinde aksaklık olmasını önlemek içindir. Fakat bu uygulama, işbu makamlarının denetimini zorlaştıracaktır.

Cumhurbaşkanı’nın İşlemleri

Cumhurbaşkanı, hem devletin başı hem yürütmenin kendisi hem de bir siyasi partinin başkanı konumundadır. Bu sorumlulukların hepsini bir kişiye yüklemek ve aynı zamanda tarafsızlığını beklemek bu kişiye açıkçası haksızlık olacaktır. Tarafsızlık meselesi, pek tabii olarak Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi yürürlüğe girmeden önce düşünülmeliydi. Ayrıca bu görevleri üstlenen bir kişinin, yargı organına atama yapması kuvvetler ayrılığı ilkesiyle de başlı başına zıttır.

Anayasa’nın m. 104/9 belirtilmiş olan üst kademe yöneticilerin atama ve görevlerine son vermesiyle ilgili maddeyi de ilginç bulmaktayım. Çünkü devletin başında olan bir insanın, yürütmeyi tek elden yöneten bir kişinin ve aynı zamanda siyasi parti başkanı olan bir insanın denetleme unsuru olmaksızın böyle önemli makamlara atama yapması ve görevlerine son vermesi devlet yönetiminde sakıncalı bir durum oluşturmaktadır. Çünkü sağlıklı bir yönetim yapılması, bu şartlar altında mümkün değildir. Cumhurbaşkanı’nın %50+1 oy ile seçilmesi geri kalan %49’u temsil etmemektedir (Partili başkan olması). Bu sebeplerden dolayı Cumhurbaşkanı’nı insanlar tarafsız olarak görmeyeceklerdir.

Anayasa’nın m. 119/6-7’de düzenlenen hükmünde OHAL’in gerçekleşmesi durumunda, Cumhurbaşkanı bazı sınırlamalara tabii olmaksınız Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkacaktır. Kanun hükmündeki bu kararnameler Resmi Gazete’de yayımlanıp aynı gün meclis onayına sunulur. Bu işlem, OHAL’e erken müdahale etme konusunda etkili bir yöntemdir.

Anayasa’nın m. 107’de Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle düzenlenen Cumhurbaşkanlığı teşkilatlanması ve personel alımı gibi düzenlemelerin keyfi sonuçlar doğurabileceğini düşünmekteyim. Bu keyfiyet, Cumhurbaşkanı’nın alanında yetkin kişiler yerine siyasi partisinin üyelerini ve yakın çevresindeki insanları önemli makamlara getirmeye imkan tanıyor. Her insanın kamuda çalışma hakkı varken ve bu, çoğu yerde sınav usulüyle ilerlerken burada böyle bir yetkinin olması kişilik haklarını sınırlanması şeklinde yorumlamaktayım.

Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin hukuka uygunluğu konusuna gelecek olursak Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi salt kanunla düzenlenmesi öngörülmüş bir konuda düzenleme yaparsa Anayasa’ya aykırılık teşkil edilecektir. Bu sebeple iptal davası veya itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapılabilmektedir.  Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na göre kanunun düzenlediği bir alanda Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkarılamaz.

Normlar hiyerarşisine göre Cumhurbaşkanlığı Kararnamesini ele alacak olursak kanunlar, Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinden üstündür. Kanunların düzenlemediği yürütmeye ilişkin hususlarda ve münhasır alanda Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkarılabilir. Farz edelim ki Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kanunların düzenlenmediği bir alanda çıktı ve o konuda bir kanun yok, eğer sonradan o konuda bir kanun çıkarsa Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri önce çıkmasına rağmen yine de yeni çıkan kanun uygulanacaktır. Burada bir “lex posterior” ilkesinden ziyade “lex superior” ilkesi gözetilecektir. Sonuç olarak Cumhurbaşkanlığı OHAL Kararnameleri dışında Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri; kanunlarla her zaman düzenlenebilir, kaldırılabilir veya değiştirilebilir.

Kaynakça

  • AKYILMAZ, Bahtiyar/SEZGİNER, Murat/KAYA, Cemil; Türk İdare Hukuku,
    7. Baskı, Seçkin, 2016.
  • ATAY, Yeliz Şanlı; Türk İdare Hukukunda Adsız Düzenleyici İşlemler, TODAİE
    Yayınları, 2011.
  • DURAN, Lûtfi; İdare Hukuku Ders Notları, İstanbul Üniversitesi Yayını, 1982.
  • ESEN, Selin; 2016 Anayasa Değişiklik Teklifinin Değerlendirilmesi, Ankara Barosu
    Dergisi, Yıl: 2016, Sayı: 2.
  • GÖNENÇ, Levent; 2017 Anayasa Değişikliği Sürecine Dair Notlar, Birikim
    Dergisi, Sayı: 335.
  • GÖZÜBÜYÜK, Şeref/TAN, Turgut; İdare Hukuku C I İdari Yargılama Hukuku,
    8. Bası, Turhan Kitabevi, 2016.
  • GÖZLER, Kemal; İdare Hukuku, Cilt I, İkinci Baskı, Ekin Basın Yayın Dağıtım,
    2009.
  • GÖZLER, Kemal; Elveda Anayasa, Ekin Basın Yayın Dağıtım, 2017.
  • GÜNDAY, Metin; İdare Hukuku, İmaj Yayınevi, 2011.
  • KABOĞLU, İbrahim; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına
    Dair Kanun (10 Aralık 2016), Ankara Barosu Dergisi, Yıl: 2016, Sayı: 2.
  • KARAHANOĞULLARI, Onur; İdarenin Hukukla Kavranması: Yasallık ve
    İdarî İşlemler, Turhan Kitabevi, 2011.
  • ÖZBUDUN, Ergun; Türk Anayasa Hukuku, Yetkin Yayınları, 2013.
  • ÖZTÜRK, K. Burak; İdarenin Düzenleme Yetkisinin Kapsamı, Yetkin Yayınları,
    2009.
  • ULER, Yıldırım; Anayasa Mahkemesi İptal Kararları Geri Yürür, Bahri Savcı’ya
    Armağan, Mülkiyeliler Birliği Yayınları, 1988.
  • ULUSOY, Ali D.; Türk İdare Hukuku, Cilt I, Yetkin Yayınları, 2017.
  • ZABUNOĞLU, Yahya Kazım; İdare Hukuku, Cilt II, Yetkin Yayınları, 2012.

[zombify_post]


Beğendiniz mi? Arkadaşlarınızla Paylaşın!

61

0 Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.